Büyük Frig medeniyetine hayat veren Gazlıgöl’ün hemen yakınlarındaki Maltaş Mihrab’ı,
Gazlıgöl’ün şifalı suları hakkında ulaştığımız ilk tarihi bilgilere kaynaklık
etmektedir. Frigler döneminde bu bölgenin şifalı suları mitlere konu olur. Efsaneye göre Frigya Kralı Midas’ın güzeller güzeli kızı hastalanır. Hastalığına bir çare bulunamayan kız, kendini dağlara atar ve günlerden bir gün sıcak bir su kenarına gelir. Bu su ile yıkanan kızın hastalığı iyileşir. Kızı gözetleyen Midas’ın adamları hemen haberi Ayazin’de oturan krala ulaştırırlar. Kral kızının iyileşmesine sevinerek sıcak su civarında bazı tesisler yaptırır.
II. Abdülhamid, Karahisar maden suyunun sağlığa faydalarını işitince, bu suyun kullanım imtiyazını Hamidiye Etfal Hastanesi’ne vermiştir ve Gazlıgöl’deki sular hayra akmaya başlamıştır…
Karahisar maden suyu, ilk kez Şişli Etfal Hastanesi laboratuvarında tahlil edildi. Verilen raporda suyun özellikleri, “Şeffaf, berrak, içimi latif ve her türlü kerih rayihadan ari, ferahlatıcı ve gazlı bir sudur.” şeklinde ifade ediliyordu.
"Yemek esnasında dahi için..."
İstanbul’daki Fransız Hastanesi’nin raporunun altında Operatör Doktor Denis imzası vardı. Alman Hastanesi’nin Osmanlıca raporunun altında ise 4 doktorun imzası vardı.
Büyük bir imparatorluğun son 10 yılında şartlar herkes için ağırlaşıyor. Maden suyu kaynağı ile istasyon arasındaki mesafenin uzak olması nedeniyle, öküz arabalarından istifade edilmek zorunda kalınır. Fakat tüm zorluklara rağmen Sevkiyatlar Gazlıgöl İstasyonu’ndan muntazaman yapılmaktaydı. Bir vagona, içinde 50 büyük şişenin bulunduğu 150 sandık ancak sığabiliyordu.
Kurtuluş savaşımızda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk böbreklerinden rahatsızlanmış ve şifayı Gazlıgöl’den getirilen maden suyunda bulmuştur. Atatürk, bağımsızlığımızı kazandığımız büyük zaferin ardından, bizzat kendi sermayesini vermek suretiyle Afyonkarahisar Gazlıgöl Beldesi’nde bir fabrika kurulmasını sağlamıştır.
Kızılay Afyonkarahisar suyunun şifalı suları elbette sınırlarımızın dışında da büyük takdir kazanıyordu. 1932 Uluslararası Değerli Sular Yarışması’nda altın madalya ödülünü Kızılay Afyonkarahisar Maden Suyu aldı. Refik Saydam Sıhhiye Vekili Dr. Refik Saydam, 7 Eylül 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesine verdiği beyanatta, “On iki senedir muntazaman bu suyu içiyorum” diyor.
1945 yılına kadar bir milyon şişe civarında olan üretim, hızla artarak, 1950’de 3 milyon şişeye yükselmişti. Talepte meydana gelen artış, üretimi zorlamaya başlayınca, daha yüksek kapasiteli makineler ithal edilerek fabrikaya monte edilmişti. Bu bağlamda en önemli genişleme, 1950 yılında saatte 6 bin şişe üretim kapasitesi olan otomatik makinelerin getirilmesiyle gerçekleştirilmişti.
1960’lı yıllarda artık maden suyunun adı tüm metinlerde Kızılay Maden Suyu olarak geçiyordu. Kızılay Maden Suyu’nun artık bir klasik olan şişesi, tanıtım reklamlarında uzun süre kullanıldı.
İlk fabrikanın yanındaki yeni ve daha modern bir fabrikanın açılışı büyük bir heyecanla gerçekleştirildi.
Kıbrıs’ın Türk kesimine ilk etapta 2 bin kasa maden suyu ihraç edilmiş, 1976-1977 yıllarında da ihracat üç parti şeklinde devam etmişti.
Kızılay Afyonkarahisar Maden Suyu, Kızılay logolu amblemiyle, 8 Ocak 1985 tarihinde tescil edildi ve 83427 numaralı Marka Tescil Belgesi verildi.
Kızılay Erzincan Fabrikası’nı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törenle hizmete açtı, "Bu yatırım bizleri gururlandırıyor, sevindiriyor." dedi. Magnezyum bakımından dünyadaki en zengin maden sularının başında gelen Kızılay Erzincan Maden Suyu, bugün yılda 1 milyar adet şişeleniyor.
2024 yılı itibariyle Adana' da devreye aldığımız aseptik dolum teknolojisine sahip yeni fabrikamızla gıda güvenliğini yeni ve hijyen standartlarını en üst seviyeye taşıyoruz. Organize Sanayi Bölgesi'nde 40 bin m² alanda kurulu olan tesisimizde, yıllık 500 milyon şişe kurulu üretim kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz.
17 bin m² kapalı alanı bulunan fabrikamızda, postbiyotik içerikli Kızılay Şalgam, Kızılay Limonata ve Kızılay Soğuk Çay ile tüketicilere hem lezzet hem de sağlık sunmayı amaçlıyoruz.
Kızılay İçecek, Afyonkarahisar ve Erzincan’daki fabrikalarında maden suyu ve gazoz üretirken, 2024’te Adana’da devreye aldığı, aseptik dolum teknolojisine sahip fabrikasıyla; şalgam, limonata ve soğuk çay gibi yeni kategorilerin de eklenmesi ile büyük bir içecek markası olma yolunda ilerliyor. Bugünün ve geleceğin lider markası olma vizyonu doğrultusunda, 1926’da 1.000 şişelik üretimle başlayan yolculuğunu, Türk Kızılay’a gelir sağlama hedefiyle kararlılıkla sürdürüyor.